24.7.08

Eşşek

Eşşeğin osuruklu kulakları,
Geğirdiği zaman ayakları,
Belki anırır bağırsakları.
Ama sen kal hep.
Kusmadan.
Kusmadan kal ki,
Uzun uzun muhabbet edelim.
Bilirsin, severim İstanbul'u,
Senin gibi.
Ama en çok anırtacak olan da o,
Gebertecek belki de,
Belki de ağzımıza sıçacak.
Ama başka şehir kaldıramaz bu ağırlığı.
Bursa'ya fazla gelir bu nefretimiz.
Dağılır gider güzel şehir.
Sakarya'ya sığmaz huzurumuz,
Sapanca kaynar.
Ankara desen,
Götümüzle beraber hayallerimiz de donar kışın.
E Hadi Adana'ya gidelim;
Gidelim de devrelerimizi, sabit disklerimizi mi yakalım,
Kaderimizin yüklü olduğu ?
İstanbul'dan başkası yalan bize dost.
Sen, ben, o, bu, şu ne ise,
İstanbul da o.
Geceleri yanına oturur ulan,
Sabahları kahvaltını hazırlar, akşam tanıştığın manita gibi.
Bazen moralini bozar,
Tartışırsınız, hırçın ama vazgeçilmez sevgilinmiş gibi.
Yeşil gözlüdür benim için,
Senin içinse rengi yoktur belki, saydamdır.
Uzun saçlıdır benim için.
Rapunzel yanında halt yemiştir.
Uyuyan Rapunzel derim ben bazen;
Ama ne uyuyan güzel kadar sakindir,
Ne de Rapunzel kadar sabit.
İstanbul itlerin ürüdüğü, kervanların yürüdüğü yerdir.
Ertesi gün metro için kazmaya gelirler semtini.
Marmaray derler,
Kazdıkları yerden bin yıllık gemi çıkar.
Bu Ne Lan ?
Beynim gibi.
De bana bakayım;
Hangi şehir kaldırır beynimdeki 18 yıllık gemiyi,
Hangi kent bu kadar anlayabilir beni ?
Hiç bir yerin rüzgarı alamaz hararetimi,
Boğazın aldığı kadar.
Ağzımıza sıçsa da,
Kalemimizi kırsa da,
Paramızı çalsa da,
"Kavgamızın Şehri" olduğu sürece,
"İçimizde Ölen Biri Var" olsa da,
Orada Olacağız.
Yeşil gözler Ankara'da olsa da,
"Ben Burdayım İşte Lan" diyeceğiz.
Saydam gözler gökte olsa da,
"Ben Burdayım İşte Lan,
Beyoğlu'nun Işıklarının Altındayım"
Eşşekten girmiştik konuya;
"Dünyanın En Güzel Gözü Eşşeklerdedir,
Sana Ettiğim Onca İltifat Hep Bu Nedenledir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı