Önü sonu gelmez zama esirliğimde yaşanılanları, hissedilenleri, bakışları, değişleri, kısacası yaşama dair her şeyi boğup kutlularıma hapsettim. Bilincimden, bilinç altımdan süpürdüm kendime ait tüm ayrıntıları. Geriye kaba-saba, içi boş -ama yalın- temiz -ama anlamsız- bir benlik bıraktım. Rahat, deliksiz uykular için doldurulan yastıklarım yok benim. Rahat ve kırılmamak adına esnek bir hayat için boşaltılmış, özrüm, beynim var. Unutmak söylenilenlerin aksine o kadar kolay ki... Bir cımbızın sert ve inatçı bir tüyü çekebileceği gibi acılı -ama basit-. Belki affedilemez bir kaçış, belki acizliktir. Ya da belki dış dünyadan izole edilmek için korunmak, daha çok kırılmamak için tek çözümdür.
KİM BİLEBİLİR Kİ?
Rahat, deliksiz uykular için doldurulan yastıklarım yok benim.
YanıtlaSiletkileyici bir söz ve etkileyivi bir yazı
ellerine sağlık