27.8.08

Yeni ya da Eski

Kristal gibi
İçinden bir şeyler geçince görünüyor ama dağınık.

Sevinç hüzün sıkıntılar,
Gerekçeler ve sonuçları, sıkılıyorum ve boguluyorum… içimde bir şeyler parçalanıyor, kabugum agır geliyor sanki ama istediğim zaman içinden çıkma gibi bir lüksüm var. Nedir beni kabukta tutan?

Hatırlıyorum, bir zamanlar kalbim atıyordu, gözyaşlarım vardı benimde. Nereye gittiler? Neden bıraktılar ki beni? Özlüyorum onları… gözyaşlarım olsun yine, bağırabileyim insanlara dokunabileyim ağaçlara.
kanatlarım var şimdi ve güneşe uçabiliyorum artık. Ama kötüyüm fark edebiliyorum. Uçmanın ne demek oldugunu bedensiz oldugum için tadamıyorum. Boşuna uçuyorum anlıyacağın.

Dur biraz. Daha iyi hatırlıyorum şimdi. Acıtıyorlardı beni. Evet dokunmaya gerek yok. Bağırdıgım zaman anlayan da olmuyordu zaten. Neden geri döneyim ki?
Ama kanatlarım olsa?
Bedenim varken kanatlarım olsa?
O zaman güzel olurdu işte…
Ama ya kalbim?
Bedenim olursa kalbimde olacak değil mi?
Yok yok kalsın… istemiyorum çok acıyor
Ya da geri mi dönsem? Özlediğim şeyler de var elbet.

Arada kaldım? Ne yapmalıyım şimdi…
Geri dönmek istesem dönebilir miyim? Ya da kabugumun agırlıgıyla burada mı kalmalıyım?
Eski ben nasıldı? Tanıyanınız var mı? Özledim sanki umarsızlığını…

2 yorum:

  1. "Kanatları var, ama uçamıyorlar.
    Sen uçabilen kuşlardan mısın?"

    bir bedene hapsolmak neden bu kadar önemlidir? amacımız uçmak değil midir, uçup özgürleşmek... bedenimiz olmasa da kanatlarımız yeterli gelmez mi? ama uçabilen kuşlardan olmak önemli...

    pöff, ne diyorum ben..
    ellerine sağlık demeye çalışıyorum kısaca :)

    YanıtlaSil

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı