5.2.09

bunalgül~sıdıka~mika karması dişi yakarışı-dimi?

Kendimi mal gibi hissetiğim birgüne daha hoş geldim ama yine eli boş geldim. Zaten ellerim dolu olsa mallık hissiyatı da olmazdı. Olmazdı dimi?
Olsa da kodum, olmasa da.

Canım 2 kişiyi tokatlamak istiyor, sebebi yok. Tokat keser mi acaba? Kesmez dimi? Yine de canım öyle istiyor. Canı istediğinde hayatıma girip çıkan insanlara inat canımın istediğini yapmak istiyorum. Tokat atmak istiyorum. Sadece sıradan bir tokat değil, böyle sağlam, okkalı. Osmanlı tokatı gibi. Tokat attığımda beyinlerindeki yanlış yerlere nufuz etmiş beyin sıvıları doğru yöne akmalı. Akar mı? Akmaz dimi? Lan zaten benim elimin çapı ne ki? Ne bekliyorum? Hımm... Neyse yine de atmak istiyorum. Tokat atacağım zaman ayağımda topuklu ayakkabılarım olsun. Saçlarımı açık bırakayım. Üstümde beyaz dik yakalı gömleğim olsun. Ama o gömleğin kolları çok dar, tokat attığımda zaferimin tadını çıkaramam, dikkatimi dağıtır o darlık. Hımm.. Ne olduğu farketmez. Bir de sıkıca bağlanmış fularım olsun boynumda. Böyle bir aristokrat afra tafraya gireyim. Tokata yüklenmem için sembolik bir güç olurlar. Olmazlar dimi?

Gideyim sağımla yapıştırayım bir tane allah ne verdiyse, savrulsun geriye, yüzünü saçları kapasın bana bakamasın. Ya da baksın, ben çekip giderken arkamdan bakakalsın.
Sonra öbürünü bulayım. Ona da bir tane çakayım. O benden böyle birşey beklemez tabi. Ben kıçımla gülerken o da hayretle bakakalsın. Ya da o bakmasın, yok ya da ona tokat atmayayım. Ona o günah keçimiz şaraptan suratına çarpayım. Yine çay bardağında mı olur acaba? Çay bardağından da ne çarpılır ya... Çarpılmaz dimi?

Artık birşey yapayım ve onları hayat skalamın eksilen sonsuzuna yollayayım. Yollayamam dimi?

Aslında tokat atmak da değil istediğim. Yapmak istediğim başka birşey de yok ki. Benim canım hiçbir şey istemiyor ki. Sadece rahat bıraksınlar istiyorum. Durup durup hortlamasınlar, yırtık dondan çıkar gibi çıkmasınlar. -Benzetmeye bak, çok yırtık don, çok hortlak görmüşlüğüm var da benim...-

Ben sadece unutmak istiyorum. Onu da el yordamıyla yapamıyorum.

Bu yalnızca benim beceriksizliğim değil ki bu. Beni böyle dürtüp durmasalar ben de becerirdim. Hiç bırakmadılar ki... Hiç biri...

Geçen başka bir sopalık şahısla karşılaştım caddede. Mesaj atmış 2 dk. sonra.
"Çok dolaşma"

Şaka mı bu, şaka yapacak ne hukukumuz var ki... 7 ay önce ayrılırken tek ilgilendiği şey babamdan kalması olası mal varlığının azlığı olan bir insanın 7 ay sonra bu 2 kelimeyi söylemedeki cesareti bulmasına anlam veremiyorum. Kelimenin anlamı gayet geyik, alay olması filan değil, hala söyleyebilecek lafının olması. Tiksindiğim insanları nasıl çekiyorum hala kendime.. Ben çekmiyorum dimi?

Neyse parmaklarım dolma gibi... Evcilik oyununu bugün biraz abarttım galiba. Bulaşıkdı, lavabo ciflemeydi derken alerjim çoştu geldi geri. Demek ki benden ev insanı olmazmış. Olmazmış dimi?

Çok aptal bir yazı oldu be... Neyse ne olsa da kodum, olmasa da...

2 yorum:

  1. kıralıçam. biz evlenelim mi lan. içimden geldi.

    YanıtlaSil
  2. kralıçan kim nan?
    neyse hortlatma kimseyi nan :S

    YanıtlaSil

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı