27.12.09

Tembellikten Yoğunluk!


      Uzun süredir ihmal etmek durumunda kaldığım bu internet yoldaşımdan, arayıp sormadığım, feysbuklardan dürtmediğim tüm canlarımdan, cananlarımdan, dostlarımdan özür dilerim. İstanbul'da, yurtta olduğum vakitlerde -ki iki senedir yılın dokuz ayı yaşam üçgenim doğduğum ilçe Üsküdar, okulun bulunduğu semt Göztepe ve yolumun sıklıkla düştüğü Kadıköy' olarak kayıtlara geçmiştir- bir çok yakınım ile iletişimsizlik içerisinde oluyorum. Bunun tam olarak neden kaynaklandığını açıklamadan önce tekrar özür diliyorum ve hepinizi çok sevdiğimi, teker teker hepinize çok değer verdiğimi bilin istiyorum. Toplu Konutlar'dan, OCF'den, Sakarya'dan, ailemden ve dünyanın çeşitli şehirlerine dağılmış olan herkeslere...

        Ve evet bu durumun sebeb-i hümayünü;

  • Eğitim hayatım boyunca yaşam tarzı olarak edindiğim tembellik (üşengeçlik ve rahatlık anlamlı) alışkanlığım. Yıllar boyunca en sıkışık dönemlerimde bile böyle bi rahatlık, sallamama havası vardı. Ama her işimi de hallederdim. Yumurta kapıya gelince başlamaya karar verir, kapıyı çalınca, başlamaya hazırlanır, "Açın Kapıyı Yumurta!!!" diye bağırdığında başlar, kapıyı zorlayınca saatlerce ara verir, kilidi kıracak gibi olunca tekrar devam eder ve açamayacağını anlayınca bitirirdim tüm işlerimi. Yumurta sinirli bir şekilde kapıdan ayrılırken gidip yemek yer, çay içer, tam otobüse binecekken yetişir "Abi bitirdim, buyur." derdim. İşte tüm bu rahatlığın alışkanlık haline gelmesi, kısıtlı maddi ve duygusal imkanlarla İstanbul'da öğrenci yurdunda ikamet eden bir şahs-ı dana için, normal bir insana göre az olarak kabul gören yoğunluğun hat safhada olmasına sebep oluyor. Yani, "Azıcık aşım, minnacık işim, uff çok yoğunum hacım." oluyor mesele. Devamsızlık sıkıştırması, çeviri ödevleri, sunumlar, sınavlar, mazeret sınavları, ders notları, fotokopiler, iş, para, telefon, kontör, aman Allah'ım !Maksimum Yoğunluk Uyarısı! derken bu engin ama bir o kadar da tembel beyin çok sevdiği dostlarına, akrabalarına en azından bir mesaj gönderebilmekten bile aciz kalıyor.

    İş bu yukarıda belirtilen husustan ötürü beni mazur görmenizi önemle istirham etmek ile beraber tüm bu iletişimsizliği telafi etmek amacıyla bir şeyler düşünmeyi planladığımı bildirmek istiyorum.

       Bildiri Sahibi  : ASC nam-ı diğer Seryat
       AlıcıVekili      : Çay / www.seryatbarrett.blogspot.com


    Gitmeden önce gündemdekileri de sıralayayım;
  • The Office
  • Chuck
  • 28 Aralık 2009
  • Norms In Translation (Translation Theories)
  • Process (Introduction to Interpreing)
  • Windows 7
  • Linux Ubuntu
  • Harici Hard Disk
  • Dizüstü Bilgisayar
  • Müzik Çalar
  • Grammar I, Introduction to Translation I, Espanol I
  • RoT&IAP Finals
  • Cart Curt
   Saygılar, sevgiler...

   Joseph Arthur'dan Honey and the Moon

   Don't know why I'm still afraid. If you weren't real, I would make you up now. I wish that I could follow through I know that your love is true and deep as the sea, but right now everything you want is wrong, and right now, all your dreams are waking up, and right now, I wish I could follow you to the shores of freedom, where no one lives.

   Remember when we first met and everything was still a bet in love's game. You would call; I'd call you back and then I'd leave a message on your answering machine. But right now everything is turning blue, and right now
 the sun is trying to kill the moon, and right now I wish I could follow you to the shores of freedom, where no one lives.

Freedom, run away tonight. Freedom, freedom. Run away, run away tonight.

  We're made out of blood and rust, looking for someone to trust without a fight. I think that you came too soon. You're the honey and the moon that lights up my night. But right now everything you want is wrong, and right now, all your dreams are waking up, and right now, I wish I could follow you to the shores of freedom, where no one lives.

Freedom, run away tonight. Freedom, freedom. Run away, run away tonight.

  We got too much time to kill, like pigeons on my windowsill we hang around. Ever since I've been with you, you hold me up all the time I'm falling down. But right now everything is turning blue, and right now the sun is trying to kill the moon, and right now i wish i could follow you to the shores of freedom, where no one lives.

Freedom, run away tonight. Freedom, freedom. Run away, run away tonight.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı