11.7.08

üçnoktaya

Açlık, dürtüsel bir şey diye bilip geçiştirirdim. Dürtülerimi kesip attım ki sonra bile hissettim bunu…
Açım. Yüzlerce paket sigara içtim, kesmedi. Daha çok yer var ciğerimde diye, durmadım. Dolduramadım da…
Onlarca saçma hikâye anlattım, susup dinledim bir o kadar. Hiçbir soru işaretim, ünleme dönüşemedi hiçbirinde…
Bir sürü sınıf atladım tek ayaküstünde, üstte kalan kısmıma dokunabilecek ellerim kalmamıştı hiç. Bir sikime yaramadı…
Sonra şınav çektirdiler milyonlarca, itaatimi gösteremedim. Bu bana milyonlarca şınava mal oldu…
Bildiklerimi göstermeye çalıştım. Toydum daha. Ukala diye anneme şikâyet ettiler…
Sustuğum her saniyenin götürdüklerinin fotoğrafını çektim. Ülkedeki resim albümü piyasasının talep eğrisi kaydı…
Müzik dinledim, içki içtim çok. Karaciğerim 155 kat daha ağır ama kulağımdan…
Bir sürü yerimi kanattım, kan kaybından dolayı kan tutuyor şimdi. Beynime kan gitmiyor bir de…
Kendi hakkımda konuştum yüzyıllarca, bencilliğimden herkesi karaciğerimden küçük olan sol kulağımla dinledim. Sonra unuttum yarısını…
Kustum daha çok yiyebilmek için, kustum. Kusarken hep gözlerim yaşardı, çenem kasıldı. Midemde bir sürü boş alan kalana kadar yemeğe devam ettim. Sonra da kustum. Gözüm yaşardı…
Ama en fazla üç nokta kullandım, o zamanda esrarengiz olmaya çalışan sümsük aktörlere benzettiler. Ben Rutkay Aziz’i seçtim. Saçları çok güzel…
“Üç noktaya olan aşkını, bir yazıyla dile getirebilir misin?” sorusuna “hayır!” dedim. Sonra bu yazıyı yazdım. Soranları göt edebilmek için değil, üç noktaya sürpriz olsun diye…

Açlık, bir dürtü değil, dürtüsel değil. Kesip attığım yerler kanadı hep. Kan tutuyor şimdi. Hep bir sebebe bağladım açlık mevzusunu, anlatamadım ama. Anlatabilmek için daha çok konuştum. Ukala diyorlar şimdi bana. Düşündüm, sigara içtim, içki içtim. Ama dinlediğim müzikler hep fon kaldılar, ileri gidemediler. Ondan gelişmedi kulaklarım, hala 20 şer gramlar. Ama sol kulağım daha uzun gibi sanki. Sonra haksızlık olmasın diye sağ kulağımı kökten kestim. Açtım, problemin kaynağı işte, yedim onu da. Yer kalmayıncaya dek...

Bağlayabiliyorsan bağla sevgili üç nokta. Takılıp kalmak tek mana da, evet. İşte bu!

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı