11.12.08

Cep Telefonuna sıçrayan III. ter

Budur. Buna benzerdir. Bunun gibidir. Başlangıç ilkelerim yok bu yazıda. Şu anda hücrelerim bağırıyor yukarı doğru "silence..." Kırık ama bir o kadar kurnaz, küçük ama bir o kadar devleşmiş ruhlar üzerine girilen bir bahis gibiyim. Tutarsız ve soyut. Yine nefret etme katsayım artıyor beraberinde kalbim yumuşuyor. Artık korkmuyorum sadece nefret ediyorum. Ben yazvuz çetinin "benden nasıl bir insan yarattınız" daki "biri" yim. Kurtarılmayı bekleyen bir salak (tekerlek) değil sadece salak. Varsa cennetin kapılarının önüne geçip bana vaad edilen hediye adı altındaki pisliklere küfür edeceğim. Sonra tekrar dünyaya inip şeytanı alt ederim. Korku ve yaprak bağlantısı. Büyük bir sahnede sonbahar kompozisyonu yani...

Ben passive deki "perfect enemy" yim, ben aklına bir şey gelmediğinde saçmalayan o salağım, ben jimmy deki eleven'ım, ben kusmukların içindeki soğan zarıyım. Ben patoloji salonlarındaki sahipsiz kadavrayım. Ya beni ben yapın ya da Serj eş manyağın dediği gibi, şimdi bana kanatlarımı vermeye hazırlanın, kaybediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı