4.1.10

beynimdenakanbirşeylervarbiryerlerdenbiryerlere...

Git artık. Beynimin en karanlık yerlerinden seni bulup çıkartmak zorunda kalmadan git. Biraz kendime kalayım.

Üzgünüm genç adam. Geçmişin çıplak tenine ufak dokunuşlar yapmış olmaktan başka bir durumun yok artık maalesef.

Burada duran bir şey var. Evet evet, tam orası işte. Ölecek miyim?

Hişt, sus biraz. Uyandıracaksın beni.

Yeni yıl mı gelmiş, yeni bir yıl mı geçmiş yoksa? Hatıralar takvim tutar mı?

Yoo yoo. Bu işte bir yanlışlık var. Ben burada değilim ki; burası, bu zaman, gitmişti çoktan.

Uzun süre hiç dışarı çıkmadan yaşayabilirim sanırım. Yağmur yanaklarıma da yağıyor.

Bir dakika! Bir itiraz bulmalıyım buna.

Sonra yağmurda mavi bir yağmurlukla karşılıklı durursunuz. Ben de pembe dizi izler ağlarım.

Kahvenin telvesini yedim. Hayır, falımda sen yoksun.

En afili hediye paketine daha önce bana geri gönderdiğin bir şey paketlesem? Hediye her zaman güzeldir.

Dışarıya bakınca ağaçları çıplak görmek ne kadar garip... Düşmüşsün ağaçtan.

Doğmuşsun ama, ben kışa sevmem pek. Isınsın zamanlar.

Hey, bakar mısın genç adam? Senin için yanlış yer burası. Git demiştim. Kurallara uymalısın.

Her şey bir gün bir kurala bağlanacaksa, o kuralı ben tanımayacağım.

Burası gitsin. Anlaştık o zaman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı