18.7.10

Sıkıntı Apartmanı

Artık sıkılmanında ötesine geçmek. İşte bütün mesele bu. Anlatılmaz yaşanır bir durum yani..
Hayır "yapmak istediğim çok şey var fırsat yok" demiyorum. Bildiğin boş boş bakıyorum lan.
salak salak şeyler okuyup aptal filmler izlemekten de bıkmadım. Hayır bıkmadım. Net.
Üstelik ne yapacağımı şaşırdığım için uyumayı da tercih etmiyorum. Lan! ne diyorum?

Sıkıntının bir üst basamağına ip atıp yukarı çekilmek için ipe asılmamak yerine ipi neden attığımı düşünerek geçirdiğim zaman diliminde sıkıntıma sıkıntı katan o ipe ve adını koyduğum için çok mutlu olduğum "Sıkıntı Apartmanı" na teşekkür ediyorum.

Ben sıkıntı Apartmanı'nında oturan bir gencim. Evet bildiğin genç. Burdan diğer genç hatunlara selam ederim. Erkekler mümkünse siktir olup gitsinler.

Sıkıntı apartmanı 5 kattan oluşur ve asla "şirin mi şirin" olmayan bir apartmandır. Zannedildiği gibi sıkıntı apartmanında her gün aynı değildir. Belli bir yaşa kadar farklılaşmalar boldur. Önemli olan nokta ise bu yaştan sonrakilerdir.

Sıkıntı apartmanında yaşayan küçük bir çocuk çoğu şeyi yaptıktan sonra yapacak bir şeyler aramaya başlar. Bulamaz. Sıkıntı apartmanı düzdür. Burda dünyanın en düz adamları yaşar. Apartmanda bir şeyler yapmayı bulamayan çocuklarda zillere basıp kaçarlar. Ama sıkıntı apartmanında oturan herkesin ortak yönü sıkılmak olduğu için kimse zillere basıp kaçan çocukların arkasından küfür etmez. Hatta çalan zillere bakmazlar bile... o yüzden bu apartmanda ZBK yani zillere basıp kaçmak hiç mi hiç eğlenceli değildir. Adı üstünde Sıkıntı Apartmanı.


Sıkıntı apartmanının 1. katı herzaman değişkendir. Aslında her katı değişkendir. Çünkü her dönem bir sıkıntı katı yukarı çıkarsınız. 5. kattan sonrası muammadır. Bilinmez. Ama 1. katın özelliği her zaman o apartmanda yaşamayan insanların varolmasıdır. 2-3-4 ve 5. katlarda böyle bi durum yoktur. Apartmanın sakinleri yer değiştirir o kadar.

Sıkıntılı katların her birinde bilgisayar-internet ve film üçlemesi mevcut. Bu insanların çoğu hali vakti yerinde ya da yerinde değil şeklinde nitelendirilemez. Çünkü sıkıntı apartmanı aslında bilinen başka bir apartmandan pek farklı değildir. Tek farkı sakinlerinin dönem dönem yer değiştirmesi olan bu apartmanın en kötü yanı kapıcısının bile sıkıntı duymasıdır. İç sıkıcı filmler izlenir, iç sıkıcı konulardan bahsedilir. Sıkıntı apartmanı aslında bilinen bir gerçeğin gizlenmiş olduğu gerçeğinden öteye gidemez. Çünkü farkında olmasanızda sizde bir sıkıntı apartmanında yaşamaktasınız. Bu yazıyı okuyan ve ya yazan kişi de sıkıntı apartmanında yaşar. Salmak ya da bırakmak ya da boşvermek değildir sıkıntı apartmanında oturmak. Kira bedeli yoktur. Kapıcı aidatı yoktur. İnsanlar sıkıntıdan yemek bile yapmayabilirler. Anlık duygu patlamaları onların sıkıntıdan düzüldükleri gerçeğini örtemez. Bir futbol maçı yüzünden mutluluk duymak bu apartmanın sakini olmanın en kısa ve net kanıtıdır.

Sıkıntı apartmanındaki çoğu insan salaktır. Hepsi sadece "izler" bazıları "dinler" bazıları "yazar" bazıları da "okur" bazıları - ki bu en sevdiğim türdür- hiç bir şey "yapmaz"

Bu apartmanda herkes in bir geçiş evresi olduğuna inanılır. Ama asıl boktan olay bu geçiş evresinin hiç geçmemiş olmasıdır. Sıkıntı apartmanında komşunuzun entrika dolu bir hayatı yoktur. Almanyada okuyan bir oğulları, Ankara da dayıları veya istanbulda ünlü bir akrabaları mevcut değildir. Hiç biri mahallede tren olmamıştır. Birden bire gürültüden kavga eden komşular görmeniz imkansızdır.

Bazen dışardan insanlar içeri gelir. Ama sadece gelir. Anında çıkarlar.

* 1. katta müzmin ve yeni birisi vardır. Sıkılmaya yeni başlamıştır. Bir şeyler aranmakta diğer taraftan da eski hayatındaki şeylere devam edip sıkıntısını yenmeye çalışmaktadır. Bu tür sigaraya yeni başlamış bir tiplemeden öte bir şey değildir. Kurtulması daha kolaydır.

* 2. katta yemek yapmayı yeni öğrenen tiplemeler sanki bunun çok eğlenceli olduğunu sanarak yeni yeni şeyler öğrenirler. Eski zamanlardaki arkadaşlarını pek aramamaya başlarlar ve "Sıkıntı" güncesine yavaş yavaş adapte olmuşlardır.

* 3. kat yani "hiç bir şey yapmayan" ve en sevdiğimiz tür olarak adlandırılan bu tiplemeler ise içlerinde bulundukları sefaleti bile siklemez bir tavırla "banane ya, sikerim ötesini" şeklinde bir bezmişlik ironisiyle yaşamlarına devam edip "ötesini" sikemezler. Onlar artık elmanın tam olmuş hali, bir pudingin en güzel kıvamı hatta bir kekin en güzel kabarışıdırlar.

* 4. katın diğer adı "vasat" tır. Bu katı kimse sevmez. Kapıcı bu kata çıkmaz. Çünkü bu kattaki insanlar 24 saat aynı şeyi yapar ve diğer şeyleri umursamazlar. Sabah 12 gibi uyanır facebook a tivitıra hatta tivibuya, televizyona bakarlar saat 14 te tekrar uyurlar. Varsa aile bireyleri gelir ve yemek hazırlar. Sıkıla sıkıla yerler. Gece 1 film izler daha sonra da tekrar uyurlar. saat 12 de kalkarlar ve sonra......

* 5. kat tarif edilemez. Bu frekansa ulaşmak öyle her babayiğitin harcı değildir. Çünkü artık filmde izlenmez internette de takılınmaz, işte aranmaz*, bir sevgili kişisi ile bile uğraşılmaz, porno izlenmez, karşı cinsi görmeyeli çoook uzun zaman olmuştur. her gün aynı şey yenir, ekmekler bayatlamıştır, aile bireyleri yoktur, okul yoktur, televizyon bozulmuştur, 4 yıldır görülen tek canlı türü "kapıcıdır" Kelimeler kifayetsiz bile değildir. O derece yani. Mutfaktaki bulaşıklar sıkıntıdan yıkanmıştır. İçindeki tek umut aslında film izlemeye devam etme içgüdüsünden başka bir şey değildir.. Bu tür türünün son örneği bile olamayacak kadar çoktur aslında. Ama göze çarpamaz çünkü hiç sosyalleşemez. Bu türün tek derdi nefes almak olsa keşke. Ona bile üşendiği bilinen gerçekler arasındadır.

* Kapıcı: Bu kapıcı aşmıştır. Bu apartmanda çalışmak 5. katta oturmaktan çok daha zordur. Bu kapıcının tek amacı aslında sıkıntısını yenmeye çalışmaktır. Onu 5. kattan ayıran tek özellik budur.

Sıkıntı Apartmanında bir gün diğer günden çok farklıdır. Çoook.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı