8.9.11

top aglarda.

kimse karartmasın, çıkarken ben ışıkları kapatırım.

***

yalnızdık. kışın en ıslak ve en soğuk zamanlarıydı. annemler maydonoz ve bişeyler daha almak için pazara gitmişlerdi. perşembe pazarı kurulurdu kasabadaki büyük caminin etrafına. zaman zaman ezan sesiyle, ikizlere takke! karışınca gülerdim ben. aslında, ikizlere takke! yi her duyduğumda gülerdim. annem kolumu cimciklerdi her güldüğümde. utanıyordu sanırım. artık beni pazara götürmüyordu, babam bi tane çekçekli araba almıştı, kırmızı. bana ihtiyacı kalmamıştı annemin artık.

o yüzden kardeşimle evdeydik yine. top oynadık. çorapları iç içe koyarak, hentbol topu büyüklüğünde, kaya sertliğinde toplar yapardık. saklayabildiğimiz tek top, şu an kırık cam parçalarının arasındaydı.

iki erkek kardeşi evde yalnız bırakmak, acaba memeliğe gülünce rezil olmaktan daha mı mantıklı acaba diye düşündüm. cevabını bulamadım. panik içerisinde farklı yönlerde 10'ar dakika koşuşturduk kardeşimle. anne her an gelebilirdi. elimizde hiçbir şey yoktu. önce topumuzu sakladık. yerdeki camları topladık.

pencerede kocaman bir delik vardı.

kapı çaldı.

pencereyi açarak aşağı baktım. çekçeklisiyle annem gelmişti. maydonoz ve bişeyler daha almıştı. otomatiğe basmadım. zaman kazanmak için. ihtiyacımız yoktu aslında zamana. o muhteşem gerilimi daha uzun yaşamak istemiş olabiliriz. iki erkek kardeşiz biz. sahip olduğumuz tek şey pure adrenalin bağımlılığımız. annem bi şekilde, apartmanın kapısını açmış, şimdi evin kapısını çalarken, yine farklı yönlerde koşuşmaya başladık. eller kafalarda, "napıcaz lan?" soruları dilimizde; ben suçu üstüme alınacaktım. kırdım ben. nasıl kırdın? bilmiyorum. ben kırdım, kırıldı. bişeyler bişeyler.

annem dayanamadı, hem kapıyı tekmeliyor. hem de zili körüklüyordu. kardeşim, abi ben açıyorum yeter dedi.

aç dedim.

kapı açıldı.

annem önce mutfağa girdi, maydonozları ve bişeyleri olaba yerleştirdi. üzerini değiştirmek maksadıyla odalarına girdi. bu sırada biz, yine koşuşturmaya başladık. annem salona girdi.

camı gördü.

oğlum naptınız? diye sordu. kardeşim panikle kendini camdan aşağı attı. annem gel oğlum kızmıycam diyince atlamamıştım zaten, kızmadın di mi dedi anneme. annem hem korkmuş, hem de kızmıştı. kızdım tabi eşoğlueşşek dedi. beni tuttu, kim kırdı dedi. ben kırdım dedim. nasıl kırıldı dedi. ben de tuttum kardeşimi camdan aşağı salladım. annem de beni attı. sonra dayanamadı kendi de atladı.

artık topumuzu kimse bulamayacaktı. yere düşerken kardeşimle birbirimize çak! hareketi yaptık.

***

akşam babam eve geldiğinde, maydonoz ve peynirle sigara böreği için harç hazırlamış, rakı eşliğinde bi güzel götürmüş. dolaptan bizim topumuzu çıkartıp sokağa doğru fırlatmış. gece soğuktan donarak ölmüş o da. suratında, sigara böreğinin tatminkar gülümsemesini taşıyormuş.

life sux.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı