16.6.09

Kusmuk, Mide Bulantısı ve Bilimum İfrazat

Tiksinmek insanlardan…
Cidden tiksinmek; kişiliksizliklerinden, karaktersizliklerinden, ikiyüzlülüklerinden, vurdumduymazlıklarından…
Sadece ve sadece tenlerinden tiksinmek bazen; bazen ruhlarından tiksinmek…
Bazen hayvanlıklarından, bazen insanlıklarından…

Bu kadar mide bulandırıcı olmamalıydı her şey.


İnsanların kusmuklarından dünden kalan yoğurtlu makarna çıkar, yediği salatanın suyuyla beraber; zehirlendiği et parçaları çıkar, pirinç taneleri çıkar yanında çiğnenmeden yutulmuş.
Benim kusmuklarım ten kokuyor, sindirilememiş karakterler çıkıyor kusmuklarımdan, çiğnenmeden yutulmuş laflar çıkıyor. İnsan taneleri görülüyor hep bir ağızdan kokan. Çıplak aynı zamanda benim kusmuklarım, en zekiler görebiliyor sadece. Kimse de cesaret edemiyor giydirin kralı demeye.


Sigaraya başladığımdan beri eskisi kadar iyi koku alamıyorum. Böylesi daha iyi belki... Şimdi bile alamadığım ten kokularından tiksiniyorum. Birine dokunmak zül geliyor. Yanıyor tenim, midem bulanıyor; kusmuklarım saçılıyor etrafa. Sonra insanlar benim kusmuklarımdan tiksiniyor.

İnsanların tenlerinden nefret ediyorum, çünkü bilmiyorum daha yapmacık, daha korkunç bir parçasını insanın.
Ten, kokuyor; çünkü ruhun küflenmişliği, bayatlığı zehirliyor bu katmanı.
Ten, kokuyor; insanlar kokuyor çünkü…
Kişilikleri kokuyor.
İçlerinde yatan neyse, her neyse, o kokuyor işte.
Örtemiyor ten bütün o pislikleri içlerindeki.


Kontrolsüz egolarıyla yaşayan insanlar görüyorum.
İnsandan tiksinmiyorum ben, “ben”den tiksiniyorum.
En yapmacık onlar kokuyor. Kapatmaya çalışıyorlar çünkü kokularını. Ama benim koku alamayan burnum daha çok tiksiniyor ten ve ben kokusundan.
Kusuyorum sonra. Milyonlarca “ben” kusuyorum.
Hepsi birbirinden daha ben; daha bencil beriki ötekinden…

Sadece hormonlarını takip eden insanlar görüyorum sonra. Buram buram hormon kokuyor onlar. Kilometrelerce öteden algılanıyor kokuları onların. Benler kadar yapmacık değil ama bu idler. Onlar kadar korkunç kokmuyorlar, ama tiksiniyorum yine de hayvanlıklarından.
Binlerce id kusuyorum sonra.

Pek mükemmel değilim ben de elbet, tenim kokuyor benim de.
Midemi bulandıran, tenim; kustuklarım hep kendim.

Ama…
Ama bu kadar…
Bu kadar mide bulandırıcı olmamalıydı her şey yine de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı

Buraya Kadar İnebilenlerin Kahvaltısı